Sabah
06:30 gün doğumu ile kalkış. Kahvaltı ve yüz yıkama suyu saat 07:00'de
hemen sonrasında porridge , sonrasında çay ve zengin kahvaltı menusu (kamp icin
alisilmadik), yola çıkış 08:00. Rehber 4-4,5 saat sürekli tırmanacağız dedi.
Ama ben 3-3,5 saatlik tırmanışdan sonra vardım kamp yerine. Sürekli yağmur
yağıyor ve ruzgar sogutuyor, uzerine de sis bulutu icinde bir gun, haliyle
ıslanmamak elde değil. Internet'te belirtmişler,güneş kremi olmadan gelmeyin
diye. Bir tek onu getirmedim bilerek:-)
Benim hamallar grubun en sefili ve yavasi. Yine geç
geldiler hem de öyle böyle değil 2 saat. Bu arada hamallar arasında 8-10 tane
kadın hamal da var. Şaşırdım o yükleri başının üzerinde nasıl taşıyorlar diye.
Hem de benim hamallardan hızlılar. En sonunda geldiler. Ben de onlar gelene
kadar bütün turistlerle tanıştım. Çoğunluğu Canada ve Avustralya,Norveç ve
Ingiltere'den. Kamp 3850metrede. Yağmur çok soğutuyor havayı. Benim hamallar
çok gecikince Ranger ların kulübesine sığındım. Tüpte pişen yemeğin
sıcaklığıyla ellerimin buzlarını çözdüm. Hava 5C var yok. Bir sıcak çay,
rangerlar'dan, direkten döndum yine hipotermia'dan, yine sonrasında 2 enerji
barıni arka arkaya yiyince kendime geldim. Sonunda eşyalarım da geldi ve
çadırıma geçtim. Bu sefer dünkü kırık parça onarılmış ama çadırı her yeri
yırtık ve fermuarlar çalışmıyor. Rehberim harika, bütün çadırı onardı yavaş ve
sakince ve kararli bir sekilde ve sonunda çadırdayım tek başıma. Yağmur
nefessiz yağıyor ve benim Goretex ayaklabılarım da sızdırıyor. Eski taktik yine
ıslak ayakkabılarla uyku tulumunda yatacağım sabaha kupkuru olur. Yanımda
ayakkabı torbası getirmiştim, çamurlu ayakkabıları uyku tulumuna atmak için
ideal.
Bu kamp yeri daha düz ve geniş. Tuvalet binası da ilk
kamp yeri gibi.
4,000metrede olmamıza rağmen ağaç ve kuşlar özellikle
hormonlu kargalar hala burada. Kargalar evrim geçirmiş burada. Devasalar ama
aynı sesleri çıkarıyorlar, bütün gün kamp artıklarını bekliyorlar.
Öğle ve akşam yemekleri çadırda ama çok fazla ve lezzetli,
hem de bolca sıvı ama yenecek gibi değil ama rehber hatırlatıyor dağda bol
yemek yendiğini. Oksijen seviyesi az oldugu için vücud ısınamıyor bir türlü,
kalın elbiseler ve bol yemek şart. Bu arada yemekler çok iyi (tekrardan
belirteyim - sasirtici).
No comments:
Post a Comment