Friday, 17 July 2015

EKVATOR GALAPAGOS GEZISI GUNLUGU - DAY 3 – 03.05.2015

Bugun buyuk gun benim icin, Galapagos yolculugu bu sabah basliyor. Saat farki cok oldugu icin Avrupa ile, uyanmak hic sorun degil, istedigim saatte uyanabiliyorum. Ucak 06:45’te. Tame ile ucuyoruz, aktarmali ucuyoruz. Genelde butun ucaklar aktarmali imis, Ekvator’un batisinda bulunan, en buyuk sehirinden. Ekvator’da uc degisik adada yerlesim var, yanlis bilmiyorsam, karadan ucan ucaklar sadece iki adaya inis yapabiliyorlar. Biz de en cok yerlesimin oldugu adaya iniyoruz. Ucak piste teker koydugu zaman piril piril bir gunes, volkanik bir yuzey ve sicacik bir hava bizi karsiliyor. Quito’daki soguk havadan sonra ucak kapisinin acilmasiyla suratimiza carpan sicak hava cok guzel bir duygu. Ucaktan iner inmez 100$ ayak basti paramizi verip adaya geciyoruz. Baltra (Santa Cruz)’dan Santa Cruz’un merkezinde olan hotel’imize gitmek icin 3 degisik vasita kullaniyoruz, once shuttle ile deniz uzerinde iki kara parcasi arasinda insan tasiyan bota, sonra bota sonra da otobus’e binerek hostelimize variyoruz. Bu aksam bu adada kalacagiz. Esyalarimizi hostel’e biraktiktan sonra ilk olarak hostelin yasli sahibesinin verdigi tavsiyeleri de dikkate alarak, once Darwin merkezine gidiyoruz, bu adanin merkezinde, 500 metre yurume mesafesinde. Ada canlilari hakkindaki ilk bilgileri boylece elde ediyoruz. Devasa kaplumbagalarla ilk karsilastigimiz zaman, sasirmadik dersem yalan olur, fotograflardan ve okuduklarimizdan bildigimiz seylerin gercekte ne kadar da buyuk oldugunu gorunce dogal olarak sasirdik. 80-100 yasindaki (yavas yasayan yavas yaslanan) kaplumbagalarin yani sira sari renkteki uc ayri cins sarimsi kara iguanasini da gorduk, ne yazik ki deniz iguanalarinin oldugu bolume gecemedik, deniz normalden 3 metre daha yuksek oldugu icin. Donus yolunda, gunesli hava yerini saglam bir yagmura birakti ama tropikal iklim oldugu icin sogukluk yok, hava cok sicak. Limandaki fok ve pelikan(si) kuslari gordukten sonra ilk isimiz yarin gidecegimiz turun rezervasyonunu yapmak. Ilk soku tur fiyatlarini sorarken yasiyoruz. Sular yukseldigi icin bircok yere tur yok, hatta adalar arasinda da transfer yok gecici bir tarihe kadar. Bir de uzerine tur fiyatlarinin, rehber kitaplarinin iki kati ya dad aha fazlasi oldugunu ogrenince keyfimiz kaciyor, yagmur dinmeden bir taksi kiralayarak, sehir merkezine 20 dakika mesafedeki kaplumbaga’larin dogal ortaminda oldugu bir range’e gidiyoruz. Burada bir lava tunnel dedikleri ufak bir tuneller toplulugunun icinde yuruyus yapip sonra da devasa kaplumbagalarin dogal ortamina giriyoruz. Fotograflar ve selfie’ler muthis J
Taksi soforunun onerisi uzerine yine buraya cok yakin olan, dev iki krater var, volkanik. Kraterlerden biri inanilmaz buyuk ve yesil. Taksi bizi tekrar sehire birakiyor. Bu yaptigimiz turun toplam maliyeti 30-35$. Sehire dondugumuzde yagmur dinmisti, butun turculari tekrar geziyoruz, yarin bize uygun olabilecek bir tur icin. Fiyatlari biraz indirmeyi becersek de dalissiz turlarin maliyeti 140-200$ arasinda degisiyor. Yine ayni sekilde cok uzun zamandir olmayan (son 10-15 senedir olmamis) sularin yukselmesi (bazilarina gore El Nino, bazilarina gore Nepal’de olan deprem) sorunu yuzunden bir suru adaya tur yapilamiyor. Esasinda deniz cok kabarik ve giden tekneler cok kucuk oldugu icin, iyi ki de yer yoktu da gitmemisiz diye dusunuyorum.Uzun pazarliklar sonucunda (evsahibemizin de tavsiyesine uyarak) Pinzon turuna adimizi yazdiriyoruz yarin icin.
Karnimiz fena halde ac, ama oglenki restoran’daki fiyatlar ve uzerine ayrica odenen 22% faiz biraz korkutuyor gozumuzu. Pinti Peter devreye giriyor sonunda, sora sora ucuza yemek yiyecegimiz bir yer buluyoruz. Sokaklardan birinin ilk 100metresini kapatmislar, sagli sollu balik ve deniz mahsulleri izgaralari yapiyorlar, hem de %22 vergi yok. Lobster’lar 8-10$, dev karayip baliklari 10-15$ (Pinti Peter pazarlik fiyati), haliyle goz doyuncaya kadar yemek yiyiyoruz)

No comments:

Post a Comment