Wednesday, 15 July 2015

IZLANDA HAKKINDA KISA KISA

Rejkjavik'de yerleşim şehrin dışına dağılmış, şehre 10-20 km uzaklıkta birbirinden tek tek uzakta evlerde yaşıyo insanlar. bu kişi de gece alemlere akacak rejkjavik'de, evin önünden geçen yola çıkıyo, otostop çekiyo. makam otosuyla izlanda başbakanı duruyo, bizimki arkaya başbakanın yanına oturuyo. sohbet ediyolar felan, sonra başbakan arkadaşı gideceği gece klübünün kapısına bırakıyo falan.
Ayrica efsane haline gelmis olan bir bjork hikayesi var. Bjork konserini St Petersbourg’da dinleyip hoslanmamis biri olarak yaziyorum. Bjork konserler felan derken, uzun bi süreden sonra izlanda'ya geliyo. havaalanında taksiye biniyo. "hoşgeldin" diyor taksici. "aa, hoşbulduk amca" diyor bjork. "anneanneni aramıyomuşsun, daha sık aramalısın..." diyor taksici. Bjork utanıyor.
Ulkede McDonalds bulup ucuza yemek yiyecegiz diye bir dert edinmeye gerek yok. Son kriz zamani McDonalds ülkedeki 3 restoranını da (3'ü de reykjavik'de) bir hafta içinde kapatarak izlanda'dan tamamen çekilmis dediler. Soyleyenin yalancisiyiz.
20 yıl öncesine kadar evcil hayvan olarak köpek sahibi olmak yasakmis ama su anda bile kopek sahibi olmak cok zor.

Iceland ismini norvecli bir denizcinin adaya gelmeden buyuk bir buz yigini gormesi sonucu almis. Ilk yerlesimciler kimilerine gore cogunlukla irlandadan gelen ve sessizlik arayan papar adli kesisler. sonradan norvecli denizcilerin ada hakkinda bildiklerini norvec de anlatmalari sonucu ulkeden buraya cogunlukla erkek denizciler akin etmis. ilk yerlesimci ingólfr arnarson. Rivayeto ki erkek denizciler bolca irlandaya dadanip kendilerine buradan 'es' almislar(kacirmislar). son zamanlara da yapilan genetik bir arastirma sonucu erkeklerin atalarinin yuzde sekseni norvecli iken kadinlarin yuzde altmisi kelt kokenli. Dolayisi ile viking kelt karisimi bir kulturu var adanin. Ilk yerlesimciler yaptiklari hersey sagalar halinde book of settlement ta toplamislar. kullandiklari dil eski viking diline en yakin dil oldugu icin ve norvecin onde gelenleri ilk yerlesimciler oldugundan iskandinav ulkelerin tarafindan genelde saygi ile karsilaniyorlar izlandalilar.
Izlanda tam bir mini dunya, yanardağları, buzulları, şelaleleri, volkanik çölleri, gayzerleri, fiyortlarıile mini bir dünya. İzlanda’nın 321,857 kişilik toplam nüfusunun neredeyse yarısı başkent Reykjavik’te (1) yaşıyor. Adanın güneybatısındaki bu liman şehri iki katlı küçük evlerden oluşuyor. Yaz aylarında gündüz süresinin 24 saati bulduğu ülkede, kışın neredeyse hiç güneş doğmuyor. Ayrıca sürekli denizden gelen sert bir rüzgar var. Dolayısıyla evler iki katlı inşa edimiş. Reykjavik’teki en yüksek yapı bir kilise. Lüteryan kilisesi olan Hallgrímskirkja, şehrin hemen hemen her yerinden kolaylıkla görülebiliyor. İzlanda için sıradan bir doğa olayı olan bazalt akıntılar, kilisenin dış görünüşüne de ilham kaynağı olmuş. Gördüğüm en sade kilise olan Hallgrímskirkja, 1986 yılında tamamlanmış. İçinde ve dışında inanılmaz bir sadelik ve uyum var. Kilisenin alamet-i farikası ise 5275 boru kullanılarak inşa edilen ve 25 ton ağırlığındaki orgu. Hallgrímskirkja’da yaşayacağınız müzik keyfini, başka hiçbir yerde yaşayamayacağınıza emin olabilirsiniz.
Yürürken pek fazla insanla karşılaşmayacağınız, rahatlıkla istediğiniz saatte gezebileceğiniz bir şehir Reykjavik. Gündüzleri sokaklar ıssız gibi görünse de, geceleri de şaşırtacak şekilde kalabalık oluyor. Şehrin merkezindeki evler çoğunlukla konukevi (guest house) ve pansiyon. Reykjavik’te yaşayan insanlar şehrin dışında yaşıyorlar. Ancak en uzak mesafe araba ile on dakika sürüyor. Reykjavik’te her adım başı bir hediyelik eşya dükkanı var. Buradan alınabilecek en iyi hediye ise İzlanda koyunlarının yünü ile örülmüş bir kazak.

İzlanda benzeri olmayan bir ülkedir. Ülkenin sadece güney sahilleri bitki yetiştirmeye elverisli olduğu için çiftliklerin büyük bir çoğunluğunun tercihi burada yaşamaktır. İç kesimler özellikle kış döneminde, terk edilmiş ve insan yaşamına kapalı vaziyettedir. Nüfusun büyük çoğunluğu, 262.000 kişilik Başkent Reykjavik'te yaşamaktadır Volkanik bir ada olan İzlanda'da, ahşap gibi doğal inşa ürünleri bulunmamaktadır Ülkede çok az taş bina olduğu gibibina çatıları genelde demir malzemeden inşa edilmiştir. Izlanda hala doğa güçlerinin etkisi altında şekillenmekte ve konumu sonucu ikiye bölünmektedir. İzlanda, orta Atlantik çizgisi olarak da bilinen bir deniz altı kırığı üzerinde bulunur. Bu kırık İskoçya ve Grönlandı ikiye ayırıp ani patlamalara neden oldukça daha da gerginleşmektedir. Orta Atlantik kırığı nedeniyle meydana gelen patlamalar, 896 yılındaki Eldgja ve 1783 yılındaki Laki'deki yanardağı patlamalarını da içerir.
Atlantik Okyonusu'ndaki açılma 180 yıl önce başlarken, Grönland, iskoçya'dan 60 milyon yıl önce ayrılmaya başladı ve bu olay, Kuzeybatı İskoçya ve Kuzeydoğu İzlanda'daki Tertiary volkonik bölgelerinin oluşumuna neden oldu. İzlanda'daki en yaşlı kaya oluşumu60 milyon yaşından daha genç olup, adanın gelişimi hala devam etmektedir. O günden bugüne, volkanik yarıklarda meydana gelen patlamalarda oluşan lav tabakaları birikerek bugünkü volkanik dağ yapılarının temelini oluşturmuştur.
Volkanik aktivitelerin işaretleri her yerde görülebilir; Hekla gibi büyük volkanlar (son büyük patlama 1947'de gerçekleşmiş, 1991 ve 2000'de daha küçük çaplı patlamalar meydana gelmiştir) ve görülmeye değer volkanik göl ve sıcak su kaynakları bunun örnekleridir. Bu sıcak su kaynakları, sülfür bazlısıcak çamur havuzlarından başlayıp berrak su, turkuaz silisyum gayzer ve pınarlarını da içine alan geniş bir yelpaze sunar. Stori Geysir (Büyük Gayzer) artık eskisi gibi aktif olmasa da, ismini bütün bu su kaynaklarına vermiştir ve halen faliyete geçtiği zaman görülmeye değer güzellik sunmaktadır. Sıcak su kaynakları, İzlanda'nın jeolojik mirasıdır ve değeri uzun süredir bilinmektedir.Başkent Reykjavik'teki tüm binalar, şehrin üzerine kurulu bulunduğu yeraltı su kaynağı kullanılarak ısıtılmaktadır. İzlanda'nın sıcak yeraltı kaynaklarına karşın ada, son buzul çağında bir buz örtüsü ile kaplıydı. Bu yapıdan arta kalanlar ülkede halen küçük buzullar ve buzul başlıkları olarak görülebilir. Adanın 102.797 kilometresiveya başka bir deyişle %11,5'i buzullar ve buzul başlıklarından oluşmuştur.
İzlanda'nın güneybatısındaki Vatnajökull,birçok jeotermal kaynağı da içine alan en büyük buzul başlığıdır. Bunlardan birisi, yüzeyi çoğunlukla donmuş toprak ile kaplı olan Grimsvötn Gölü'dür. Bunun yanında Jökulsa Fjörllurn Nehri'nin kaynağını oluşturansu akıntıları da Vatnajökull'un kuzey kesiminde bulunur. Bu nehri oluşturan sıcak su akuntılarının Grimsvötn Gölü'nde açtığı baca boyunnca seyahat eden araştırmacılar, 1983 yılında, Kuzey Atlantik Okyonusu'na ulaşmıştır.

No comments:

Post a Comment