WOW Air’in indirimli ucagi ile Reykavik’e inerken manzara daha evvel karsilasmadigim sekilde, volkanik daglar tepeler ovalar. Ilk is havalimanindan sehire beni goturecek FlyBus transfer otobusune biniyorum (1,950 ISK tek yon /3,500 ISK return). 40-45 dakika civarinda, ufacik bir sehire vardi otobus, yollari bozuk, insaat halinde, yagmurdan camur olmus bir sehir. Otobus’ten inip aksam kalacagim otelin yolunu tutuyorum, hava soguk ve iyi de yagmur yagiyor. Domus Guesthouse (45, Reykjavik, 101, Iceland / Telephone: +354 5716202 / Email: domus@hotelgardur.is) sehir merkezinde en ucuza buldugum hostel. Gelecek olan arkadaslarla kisi basi 26Euro odeyecegiz, 6 kisilik odada kalmak icin. Kahvalti 1400 ISK ama kahvalti darken musli ve sut ve kahve.
Hostel’e esyalarimi biraktiktan sonra ilk isim yagmur altinda sehiri turlamak. Otobus’le gelirken sehir cok kucuk gozuktu gozume, gercekten de oyle cikiyor. Daha evvel okudugum, nerede neler vardir rehberindeki her turlu anit ve kilise vs’yi gormem bir kac saatimi aliyor max.
Izlanda Ingiltere’nin kuzeyinde groenland’in da guneyinde kalan ismini norvecli bir denizcinin adaya gelmeden buyuk bir buz yigini gormesi sonucu alan ada. Ilk yerlesimciler kimilerine gore cogunlukla irlandadan gelen ve sessizlik arayan papar adli kesisler. sonradan norvecli denizcilerin ada hakkinda bildiklerini norvec de anlatmalari sonucu ulkeden buraya cogunlukla erkek denizciler akin etmis. ilk yerlesimci ingólfr arnarson. eger yanlis hatirlamiyorsam adaya ismini veren de bu eleman. erkek denizciler bolca irlandaya dadanip kendilerine buradan 'es' almislar(kacirmislar). son zamanlara da yapilan genetik bir arastirma sonucu erkeklerin atalarinin yuzde sekseni norvecli iken kadinlarin yuzde altmisi kelt kokenli. Dolayisi ile viking kelt karisimi bir kultur var, ilginc bir sekilde ilk yerlesimciler yaptiklari hersey sagalar halinde book of settlement ta toplamislar. kullandiklari dil eski viking diline en yakin dil oldugu icin ve norvecin onde gelenleri ilk yerlesimciler oldugundan iskandinav ulkelerin tarafindan genelde saygi ile karsilaniyorlar izlandalilar.
Diger rakamlarla, 108.000 km2lik yüzölçümüne sahip, 270.000 nüfuslu, (bkz: jeotermal enerji)yi ilk defa enerji üretmede kullanan, ordusu olmayan buzlar ve ateş ülkesi. Rejkavik ülkenin baş şehri ve 170.000 nüfusa sahip. Gündüz boş. Hafta içi boş. Hafta içi gece boş… Cuma Cumartesi gece 11 sabah 8 arası ise sanırım sadece meydandaki nüfus bayagi kalabalikmis ama gormeden inanamadim.
İzlanda dünyanın Japonya ile beraber en pahalı ülkesi; balıkçılık % 70, turizm ise % 30 ülke getirilerini oluşturmakta… Fiyatlara ornek olarak, bir biranın gece 10+ euro bir kahvenin 6+ Euro olduğu, standart bir otelde gece konaklamanın 70-100 eurolardan başladığını bilmekte fayda var, bir de otel’lerde yer sorunu oldugunu soylemek lazim, sadece yazin gelen turist icin ekstra kapasiteli ulke genelinde hostel’ler var ama otellerde kapasite arttirimi olmadigi kesin, arabada uyuyan gordum.
Izlanda dedigim gibi cok pahali, en cok para harcadigim geziler arasinda (tabii su anda bir ekonomik kriz yoksa) Paris’ten bile pahali dersem, gezginler anlar sanirim.
Reykjavikte gorduklerimi/gorulecekleri soylemeden once gelir gelmez bir welcome card edinmenin gerekliligine dikkat cekmek isterim, bu kart size sadece muzelere girisi degil spalara ve hatta otobus kullnamini bedavaya getiriyor. hatta bir cok yerde de indirim sagliyor. http://www.visitreykjavik.is/…bid-113/355_read-1389
Reykjavikte gorulecek yerler pek fazla degil :
National museum: Giris welcome kart ile bedava . burada izlanda kulturunun yani sira izlanda halkinin genetik yapisi ve yerlesimcilerin yasayisi hakkinda genis bilgiye ulasmak mumkun.
Perlan / Saga Museum : Giris parasi ne yazik ki welcome kart dahilinde degil. oncelikle perladan bahsetmek gerek. burasi 4 buyuk kolonun kubbe ile birlestirilmesinden olusmus bir yapi. kolonlarin 3nun ici sicak su ile dolu ve sehrin sicak su ihtiyaci buradan saglaniyor.kubbeye dogru yukari ciktiginizda perl adli hos ve oldukca pahali cafe ve restourant var. buradan ayrica sehre kusbakisi bakmak da mumkun. 4. kolon ise saga muzesine ayrilmis. saga muzesi daha once de belirttigim book of settlement da gecen hikaye kahramnlarinin mumdan heykelerinin mulundugu bir muze. burada heykellere dokunup etraftaki kiliclarla oynamak ve tabiki kostumleri denemek cok eglenceli. kucuk bir muze ve COK pahali ama eglenceli.
Hallgrims Kirkja (Ana Kilise) ve Leifur Eriksson Heykeli :Izlanda da kiliseler oldukca degisik futuristik yapilar. burada kuleye cikilip sehrin tamami izlenebilir. kuleye cikis parali idi. heykel kilisenin onunde ve gun batimi degisik acilardan fotografi cekilince insana kendini sanatci hissetirecek kareler yakalanabiliyor. Kilisenin icindeki org cok ozel. Dinlenesi gerek
Laugardalslaug & spalar : Kahve muhabbetinin Izlanda versiyonu, nereye gidelim sauna’ya, spa’ya. Izlanda kulturunde spa ve sicak su havuzlari o anlama geliyor. buaralr halkin gun bitimi ya da haftasonu toplanip lafladigi arada spor yaptigi satranc oynadigi yerler. Sehrin en unlu ve eski spasi laugardalslaug. izlanda suyu oldukca fazla sulfur icerdigi icin spa oldukca yipranmis gorunuyor. onun disinda burasi welcome kart ile bedava girilecek yerler arasinda.
Yagmur altinda delik desik sokaklari olsa da sehir (kasaba bence) biraz avrupa biraz iskandinav karisimi bir yapiya sahip. sehri cok begendigimi soyleyemeyecegim. ama otobus duraklarindaki koltuklari bile isitiyorlarmis(sicak su nerdeyse bedava) ve ayrica da kilise mimarisi cok ilginc bu bakimdan oldukca etkilendigimi soyleyebilirim. sehirde soguk su yerin altindaki pinarlardan sicak su da geysirlerden ve sicak su kaynaklarindan geliyor. bu bakimdan soguk akan su icilebilir iken sicak akan su oldukca fazla sulfur iceriyor(ozellikle cilde cok faydali olmasina ragmen saclari mahvediyor).
Benim ilk gun yaptigim, galiba herkesin de ilk veya son gune biraktigi ideal aktivite, inanilmaz fiyati ile Blue Lagoon :.Izlandanin en unlu spasi aslinda elektrik santrali. yer altinda cikan sicak su kullaniliyor sonra buradaki guzellik merkezine aktariliyor. bu su yuksek miktarda silica ve sulfur iceriyor. hafnafjordurda olmasina ragmen ozel otobuslerle buraya ulasmak mumkun (Reykjavik – Blue Lagoon sonra da oradan havalimani seklinde). Bu otobuslerin saaterine ve fiyatlarina otel veya hostel(gasthaus) resepsiyonlarindan ulasmak mumkun. Yol yaklasik 40 dakika suruyor Reykjavik’ten. Giris fiyatlari cok pahali 30 euro kart mart gecmiyor.
burada yuzunuze maskeler yapip, havuzda takilip saunaya veya dinlnem localarina ugrayabilirsiniz. http://www.bluelagoon.com/
Bu jeotermal kaplıcanın suyu açık mavi renkte. İsmini de suyun renginden alıyor. Lagün jeotermal santral olan Svartsengi’den 2 günde bir gelen su besleniyor. Kızgın su, elektrik üretmek için türbinleri çalıştırmak için kullanılıyor. Su türbinlerden geçtinte sonra, bir bölümü Reykjavik’in sıcak su ihtiyacını karşılamak için ısı değiştiricisinden geçerek şehre pompalanıyor. Bir bölümü ise Blue Lagoon’a gönderiliyor. Tesis çok modern. Girerken size bir bileklik veriliyor. Üstünüzü değiştirip, eşyalarınızı dolaba bu bileklik ile kilitliyorsunuz. Ayrıca lagünde geçirdiğiniz süre boyunca yediğiniz ve içtikleriniz yine bu bilekliğe işleniyor. Çıkarken okutup hesabınızı kapatıp çıkış yapıyorsunuz. Cilde yararlı olduğu söylenen beyaz bir çamur ücretsiz dağıtılıyor. Ayrıca sauna ve buhar banyosunu da ekstra ücret ödemeden kullanabiliyorsunuz. En keyifli şey ise hava yağmurlu ve karlı iken siz elinizde soğuk bir içecek ile sıcacık suyun içinde keyif çatıyor olabilmeniz. Ben Blue Lagoon’a gittiğim de hava acayip soguk ve yagmurluydu, sicak bir suya puslu ve yagmurlu bir havada girmek bir keyif. Fiyati pahali olmasina ragmen, havuzda hareket edecek yer yoktu ki cok buyuk bir outdoor havuzu var.
Hostel’e esyalarimi biraktiktan sonra ilk isim yagmur altinda sehiri turlamak. Otobus’le gelirken sehir cok kucuk gozuktu gozume, gercekten de oyle cikiyor. Daha evvel okudugum, nerede neler vardir rehberindeki her turlu anit ve kilise vs’yi gormem bir kac saatimi aliyor max.
Izlanda Ingiltere’nin kuzeyinde groenland’in da guneyinde kalan ismini norvecli bir denizcinin adaya gelmeden buyuk bir buz yigini gormesi sonucu alan ada. Ilk yerlesimciler kimilerine gore cogunlukla irlandadan gelen ve sessizlik arayan papar adli kesisler. sonradan norvecli denizcilerin ada hakkinda bildiklerini norvec de anlatmalari sonucu ulkeden buraya cogunlukla erkek denizciler akin etmis. ilk yerlesimci ingólfr arnarson. eger yanlis hatirlamiyorsam adaya ismini veren de bu eleman. erkek denizciler bolca irlandaya dadanip kendilerine buradan 'es' almislar(kacirmislar). son zamanlara da yapilan genetik bir arastirma sonucu erkeklerin atalarinin yuzde sekseni norvecli iken kadinlarin yuzde altmisi kelt kokenli. Dolayisi ile viking kelt karisimi bir kultur var, ilginc bir sekilde ilk yerlesimciler yaptiklari hersey sagalar halinde book of settlement ta toplamislar. kullandiklari dil eski viking diline en yakin dil oldugu icin ve norvecin onde gelenleri ilk yerlesimciler oldugundan iskandinav ulkelerin tarafindan genelde saygi ile karsilaniyorlar izlandalilar.
Diger rakamlarla, 108.000 km2lik yüzölçümüne sahip, 270.000 nüfuslu, (bkz: jeotermal enerji)yi ilk defa enerji üretmede kullanan, ordusu olmayan buzlar ve ateş ülkesi. Rejkavik ülkenin baş şehri ve 170.000 nüfusa sahip. Gündüz boş. Hafta içi boş. Hafta içi gece boş… Cuma Cumartesi gece 11 sabah 8 arası ise sanırım sadece meydandaki nüfus bayagi kalabalikmis ama gormeden inanamadim.
İzlanda dünyanın Japonya ile beraber en pahalı ülkesi; balıkçılık % 70, turizm ise % 30 ülke getirilerini oluşturmakta… Fiyatlara ornek olarak, bir biranın gece 10+ euro bir kahvenin 6+ Euro olduğu, standart bir otelde gece konaklamanın 70-100 eurolardan başladığını bilmekte fayda var, bir de otel’lerde yer sorunu oldugunu soylemek lazim, sadece yazin gelen turist icin ekstra kapasiteli ulke genelinde hostel’ler var ama otellerde kapasite arttirimi olmadigi kesin, arabada uyuyan gordum.
Izlanda dedigim gibi cok pahali, en cok para harcadigim geziler arasinda (tabii su anda bir ekonomik kriz yoksa) Paris’ten bile pahali dersem, gezginler anlar sanirim.
Reykjavikte gorduklerimi/gorulecekleri soylemeden once gelir gelmez bir welcome card edinmenin gerekliligine dikkat cekmek isterim, bu kart size sadece muzelere girisi degil spalara ve hatta otobus kullnamini bedavaya getiriyor. hatta bir cok yerde de indirim sagliyor. http://www.visitreykjavik.is/…bid-113/355_read-1389
Reykjavikte gorulecek yerler pek fazla degil :
National museum: Giris welcome kart ile bedava . burada izlanda kulturunun yani sira izlanda halkinin genetik yapisi ve yerlesimcilerin yasayisi hakkinda genis bilgiye ulasmak mumkun.
Perlan / Saga Museum : Giris parasi ne yazik ki welcome kart dahilinde degil. oncelikle perladan bahsetmek gerek. burasi 4 buyuk kolonun kubbe ile birlestirilmesinden olusmus bir yapi. kolonlarin 3nun ici sicak su ile dolu ve sehrin sicak su ihtiyaci buradan saglaniyor.kubbeye dogru yukari ciktiginizda perl adli hos ve oldukca pahali cafe ve restourant var. buradan ayrica sehre kusbakisi bakmak da mumkun. 4. kolon ise saga muzesine ayrilmis. saga muzesi daha once de belirttigim book of settlement da gecen hikaye kahramnlarinin mumdan heykelerinin mulundugu bir muze. burada heykellere dokunup etraftaki kiliclarla oynamak ve tabiki kostumleri denemek cok eglenceli. kucuk bir muze ve COK pahali ama eglenceli.
Hallgrims Kirkja (Ana Kilise) ve Leifur Eriksson Heykeli :Izlanda da kiliseler oldukca degisik futuristik yapilar. burada kuleye cikilip sehrin tamami izlenebilir. kuleye cikis parali idi. heykel kilisenin onunde ve gun batimi degisik acilardan fotografi cekilince insana kendini sanatci hissetirecek kareler yakalanabiliyor. Kilisenin icindeki org cok ozel. Dinlenesi gerek
Laugardalslaug & spalar : Kahve muhabbetinin Izlanda versiyonu, nereye gidelim sauna’ya, spa’ya. Izlanda kulturunde spa ve sicak su havuzlari o anlama geliyor. buaralr halkin gun bitimi ya da haftasonu toplanip lafladigi arada spor yaptigi satranc oynadigi yerler. Sehrin en unlu ve eski spasi laugardalslaug. izlanda suyu oldukca fazla sulfur icerdigi icin spa oldukca yipranmis gorunuyor. onun disinda burasi welcome kart ile bedava girilecek yerler arasinda.
Yagmur altinda delik desik sokaklari olsa da sehir (kasaba bence) biraz avrupa biraz iskandinav karisimi bir yapiya sahip. sehri cok begendigimi soyleyemeyecegim. ama otobus duraklarindaki koltuklari bile isitiyorlarmis(sicak su nerdeyse bedava) ve ayrica da kilise mimarisi cok ilginc bu bakimdan oldukca etkilendigimi soyleyebilirim. sehirde soguk su yerin altindaki pinarlardan sicak su da geysirlerden ve sicak su kaynaklarindan geliyor. bu bakimdan soguk akan su icilebilir iken sicak akan su oldukca fazla sulfur iceriyor(ozellikle cilde cok faydali olmasina ragmen saclari mahvediyor).
Benim ilk gun yaptigim, galiba herkesin de ilk veya son gune biraktigi ideal aktivite, inanilmaz fiyati ile Blue Lagoon :.Izlandanin en unlu spasi aslinda elektrik santrali. yer altinda cikan sicak su kullaniliyor sonra buradaki guzellik merkezine aktariliyor. bu su yuksek miktarda silica ve sulfur iceriyor. hafnafjordurda olmasina ragmen ozel otobuslerle buraya ulasmak mumkun (Reykjavik – Blue Lagoon sonra da oradan havalimani seklinde). Bu otobuslerin saaterine ve fiyatlarina otel veya hostel(gasthaus) resepsiyonlarindan ulasmak mumkun. Yol yaklasik 40 dakika suruyor Reykjavik’ten. Giris fiyatlari cok pahali 30 euro kart mart gecmiyor.
burada yuzunuze maskeler yapip, havuzda takilip saunaya veya dinlnem localarina ugrayabilirsiniz. http://www.bluelagoon.com/
Bu jeotermal kaplıcanın suyu açık mavi renkte. İsmini de suyun renginden alıyor. Lagün jeotermal santral olan Svartsengi’den 2 günde bir gelen su besleniyor. Kızgın su, elektrik üretmek için türbinleri çalıştırmak için kullanılıyor. Su türbinlerden geçtinte sonra, bir bölümü Reykjavik’in sıcak su ihtiyacını karşılamak için ısı değiştiricisinden geçerek şehre pompalanıyor. Bir bölümü ise Blue Lagoon’a gönderiliyor. Tesis çok modern. Girerken size bir bileklik veriliyor. Üstünüzü değiştirip, eşyalarınızı dolaba bu bileklik ile kilitliyorsunuz. Ayrıca lagünde geçirdiğiniz süre boyunca yediğiniz ve içtikleriniz yine bu bilekliğe işleniyor. Çıkarken okutup hesabınızı kapatıp çıkış yapıyorsunuz. Cilde yararlı olduğu söylenen beyaz bir çamur ücretsiz dağıtılıyor. Ayrıca sauna ve buhar banyosunu da ekstra ücret ödemeden kullanabiliyorsunuz. En keyifli şey ise hava yağmurlu ve karlı iken siz elinizde soğuk bir içecek ile sıcacık suyun içinde keyif çatıyor olabilmeniz. Ben Blue Lagoon’a gittiğim de hava acayip soguk ve yagmurluydu, sicak bir suya puslu ve yagmurlu bir havada girmek bir keyif. Fiyati pahali olmasina ragmen, havuzda hareket edecek yer yoktu ki cok buyuk bir outdoor havuzu var.
No comments:
Post a Comment