Saturday, 20 September 2014

DAY5 - 20130911 - WEDNESDAY - KYOTO

Bugun rotamiz Kyoto, Osaka'ya 40 km. uzaklikta bulunan Kyoto Japonya'da turizmin baskenti. Muhtesem tepelerle çevrilmis Kyoto tarihsel merkezleriyle ve unutulmaz efsaneleriyle eski Japon kültürünün tüm mirasini bünyesinde barindirmaktadir. Yeni endüstrilerin sehre girmesine ragmen sehir halen porselen ve seramik sanayi, el isi lake kaplama sanayi, ipek endüstrisi, bronz ve demir isçiligi, bebek ve biblo üretimi gibi Japonya'nin geleneksel endüstrilerinin en büyük merkezidir. Babadan ogla geçen el isçiligi kavrami yavas yavas teknolojiye yenik düsmekte ve tüm geleneksel sanatlari ve endüstrileri tehdit etmektedir. Kyoto ayni zamanda bayramlarin sehri olarak da bilinir. Takvimde yer alan bir çok geleneksel bayram renkli gösterilerle burada kutlanmaktadir. 794 senesinden 1868'e Japonya'nin baskenti olan Kyoto tarihi dokusunu yitirmemistir ve halen bir çok eski tapinagi , titizlikle bakilmis bahçeleri ve saraylari turistlerin ziyaretine açmistir.
Kyoto'ya varinca, herzaman ki aliskanligimizla, Tourist Info'ya ugrayarak nereleri gorebilecegimizi, nasil ulasabilecegimizi ogrendik ve haritalarimizi edindik.
Kyoto'da metro sistemi var ama bir cok ziyaret edilecek yere otobus ile ulasiliyor, tabii ki de yurume mesafesinde olanlar da var. Ama sehirin icinde o kadar cok gezilip gorulecek yer var ve bunlar birbirlerine uzak dagilmis ki sehirdeki belli basli yerleri gormek icin 3 gun ayirmakta fayda var. Biz 2 gunde bircok yeri goremeden biraktik, ki hizli gezenlerden olmamiza ragmen.
Tren Kawaramachi istasyonuna kadar geldigi icin, biz ilk olarak Imparatorluk Sarayi'na dogru yola ciktik metro ile. Eski Imparatorluk sarayi, buyuk bir (Eski Imparatorluk) bahcesinin icinde. Bu genis bahcenin icinde hem Eski Imparatorluk Sarayi hem de Sento Sarayi var (bahcesi ile meshur). Ikisi icinde mutlaka pasaport ile basvurup ayri ayri giris bileti almak gerekiyor. Giris biletleri bedava ama giris biraz sikintili cunku iceri girmek icin rehberli tura dahil olmak gerekiyor ki sayisi gun icinde sinirli, ayni sekilde giren turist sayisinda bir sinirlama var. O yuzden ideal olan sabah ilk is gidip gun icinde ya da ertesi gun icin giris icin rezervasyon yaptirmak (pasaport ile).
Eski Imparatorluk Sarayi, birbirinden etkileyici binalar ve bahcelerden olusmus. Rehberin Ingilizce anlattigi kadariyla, bir suru bina 2nci Dunya Savasi'nda bombalanabilir korkusuyla sokulmus ve paketlenmis. Ama bir daha da yerine konmamis. Bos kalan yerlerde de su anda hicbir sey yok. Eger sokulen binalar yerine konsaymis, binalar arasinda bahceye cikmadan dolasmak mumkun olabilirmis. Icerideki butun yapilar ozellikle kapilar ve catilar cok ama cok etkileyici cunku benim daha evvel hic gormedigim bir sekilde yapilmislar. Grubumuzdaki herkes bolca fotograf cekiyor. Grubun en ilginc katilimcilari Geysa kiyafeti (ya da geleneksel Japon kiyafeti Kimono + terlik + vb) giymis iki genc kiz. Bu tip 2 kiz ciftini cokca gorduk Kyoto'da. Sunnetlik kiyafet giymis gibi dolasiyorlar etrafta. Zannederim bir gelenek. Gezenlerden bazilari pek de Japon'a benzemiyordu ya, neyse)
Imparatorluk sarayindan ciktiktan sonra ikinci duragimiz bahceleriyle meshur Gümüs tapinak Ginkakuji. En meshur Zen tapinaklarindan biriyle karsilastik. Buradan ciktiktan sonra Philosopher's Walk diye adlandirilan yuruyus yolundan Eikan Do Temple ve Nanzen Ji Temple'a gittik. Ikisi de erkenden kapandigi icin iclerine (en ic bahceye) giremedik ama disaridan bile (dis bahce) cok etkileyici yapilarla dolular. Buradan Kiyomizu'ya gitmek istedik, etkileyici gunbatimini karsilamak icin ne yazik ki bu tapinak da erkenden kapandigi icin bu istegimizi gerceklestiremedik. Biz de Gion'a, Geysa'larin gorulebildigi, 18:00- 19:00 arasinda, gitmeye karar verdik. Sansimiz yaver gidiyor patlayan flas'larin arasinda ilk ve ikinci Geysa'yi goruyoruz. Oyle pek bir fark anlamiyoruz, cunku konusmadan hizli hizli ayaklarindaki kalin terliklerle yuruyorlar bir restoran'dan digerine.
Biz de karnimizi doyurak bir yer aramaya basliyoruz. Nehir boyunda teras'larda servis yapilan yan yana dizilmis restoranlar dikkatimizi cekiyor. Bircoguna rezervasyonsuz (teras) alinmamamiza ragmen, sansimiz yaver gidiyor ve nehir kenarinda yemek yenen bir restoranin terasindayiz. Yemekler (Sushi-Sashimi) ve sicak sake bir harika. Yemek hizli bitiyor,saat daha cok erken. Biz de devaminda hep okudugumuz ama hic gormedigimiz, japonlarin gittigi kucuk meyhanelerden (meze onunuzde hazirlaniyor) birine girmeye calisiyoruz, hosumuza giden birini bulunca sikisarak da olsa oturuyoruz. Icerisi gercekten de cok kucuk ama cok sicak bir dost ortami var. Hemen nereden geldigimiz, ne kadar zamandir orada oldugumuz vs gibi daha evvel Japonlardan hic duymadigimiz sorular soruluyor. Kafalar guzel anladigimiz kadariyla ya da bu Japonlar baska Japon. Biraz konusunca herkesin herkesi tanidigi ufak bir meyhaneye geldigimizi anliyoruz. Daha evvel yemek yememize ragmen, bir suru mezenin tadina tekrardan bakiyoruz.
Cok gece kalmadan, ayriliyoruz. Zaten Osaka'ya giden son tren cok erken olunca, baskaca da bir alternatif yok.

Friday, 19 September 2014

DAY4 - 20130910 - TUESDAY - OSAKA - SEOUL

Bu sabah da yine erken kalkiyoruz. Ucuz ucaklarin saatleri cok erken veya cok gec saatte oldugu icin, ya da biz oyle tercih ettigimiz icin yine bir kosturmaca. Ucak saati cok erken ve havalimani cok uzak. Sansimiz yaver gidiyor, yine ilk havalimani treni bizi ucaga yetistirecek kadar erken, taxi ile havalimanina gitmek cok pahali zaten, hic sormaya degmez:), taxi'yi sadece otel'den istasyona gitmek icin kullandik. Istasyon'da hic kimse yoktu, trenin haraket etmesiyle rahatladik, ucagi yakalayacagimizi dusunerek.
Trenden indikten sonra bir kosturmaca ile (low cost ucaklar baska bir terminale iniyor, haliyle oraya transfer de otobusle yapildigi icin biraz zorlansak da) ucagimizi yakaliyoruz.

07:45am MM001 Osaka - Kansai (KIX)  - LWTFTB
09:30am MM001 Seoul - Incheon (ICN) - LWTFTB

Yepeni bir ucak, sorunsuz bir yolculuk sonunda Kore'ye iniyoruz.
Kore havalimani (yazildigina gore dunyanin en iyi havalimaniymis) gercekten de farkli bir havalimaniydi. Sehire giden 2 farkli tren tipi var. Bir tanesi sanirim daha konforlu ve 10 dakika daha kisa suruyor ama aralarindaki fiyat farkindan dolayi (bir tanesi toplu tasima kartina dahil) herkes bizim gorece olarak daha yavas treni tercih ediyordu. Bu arada kesinlikle havalimani sehire cok uzak
Neyse Seoul havalimanina inince ilk is para degistirmek, ikinci isimiz ise butun gun kullanabilecegimiz kartimizi almak oldu. Bu karti Tourist Info masasindan alabilirsiniz, gayet ucuz depozitolu bir kart aldik. Zannederim toplamda kisi basi 10-15Euro gibi olmasi lazim verdigimiz ucretin. Sonucta tum gun tum toplu tasimayi kullanmak ve havalimanina (ki cok uzak sehire) gelmek icin ucuz bir rakam.
Ilk isimiz hemen her Turkiye'den gelenin yapmak isteyecegi gibi Kore Savasinin anlatildigi muzeye gitmek oldu. Turkiye gibi binlerce km uzak bir yerden gelip buralarda savasan bircok ulkenin ordularina ithafen yapilmis bu muze. Bahcesindeki eski savas arac gerecleri (ucak, helikopter,tank, top vb)'de ozenle korunmus. Savasin anlamsizligi birkez daha dusunduruyor bizi. O kadar cok olen var ki Kore Savasi'nda Turkiye'den buralara kadar gelip. Muzenin genis ama savac gerecleriyle dolu bir bahcesi, ve ana binasindan teshir edilen eserleriyle, cok degisik bir muze. Daha evvel bircok savas muzesi gormeme ragmen, bu kadar yeni bir savasin (kardeslerin ayriligi) muzesi yine de dusmanca duygulari barindirmiyor diyebilirim.
Kore'ye gelmeden once okudugumuz ve duyduklarimizdan, Turk olmak Turkiye'den gelmek cok saygi duyulan ve baskalarindan daha farkli ve iyi bir muameleye maruz kalinan birseydi diye belirtilmisti. Biz hic fark etmedik :-)
- Nereden geliyorsunuz? Turkiye'den geliyoruz.
- Eeee Hani bizim dedeler savasmisti Kore'de, onlarin anisina geldik bu muzeye.
- Oyle mi, Turkler de mi savasti Kore'de?Neyse yeni nesil Samsung gencligi diyecegim ama bunu soyleyen muzedeki gorevli keza gun icindeki Samsung gencligi de benzerdi :-)
Muzeden ciktiktan sonra en yakin metro istasyonuna giderek sehirin merkezine (turistik) tarafina yola cikiyoruz. Eski saraylar ve tapinaklarin oldugu bolum. Sokaklarda geziniyoruz, cok kalabalik olan turistik bir caddede daha evvel ki bir blog'da rastladigimiz bir restoran'da ev hanimlarinin yaptiklari yoresel yemekleri ve ickiyi tadiyoruz. Masa yok, dizlerimizin ustunde ve daha sonra da bagdas kurarak yemekleri yiyiyoruz. Cok iyi geliyor, yemeklerin tadi farkli ama cok hosumuza gidiyor. Yemek bittikten sonra yagmurun da durdugunu gorup gezmeye devam ediyoruz. Bir sonraki istikamet Samsung (showroom) binasi ve Gangnam. Guzel bir metrosu var Kore'nin ama aksamustu oldugu icin belki bu sefer kullandigimiz metrolar kalabalik, is cikisi degil halbuki ama cok kalabalik diyebilirim. Gangnam'a varinca kendimizi disari atiyoruz. Gangnam, malum sehirin (nehirin alti) alt tarafi. Ama metro 1 saatten uzun surdu. Gangnam'da Samsung showroom'larindan birini ziyaret ettik. Dogrusu pek etkilenmedik, ne de olsa Apple'dan sonra Samsung biraz zorlama olsa da, bizi en cok etkileyen surekli yagan yagmurdu. Sokak saticisindan aldigimiz seffaf semsiyemizi arada kullanarak uzun bir yolculuktan sonra tekrar havalimanina geldik.


09:00pm MM010 PEACH AIRLINES / Seoul - Incheon (ICN) - LWTFTB
10:45pm MM010 PEACH AIRLINES / Osaka - Kansai (KIX) - LWTFTB

Ucakta sanirim, sabah gelenler vardi, genc bir Japon nufus, herhalde alisverise Seul'e geciyorlar:-)

DAY3 - 20130909 - MONDAY - TOKYO - OSAKA - KOBE

Sabah bu sefer daha da erken basladi. Havalimani uzakligi ve metro/tren saatlerinden tam emin olmadan aldigimiz ucak biletleri yuzunden, cok erken kalkarak, havalimanina giden ilk treni yakalayabildik.
05:58   KEISEI-UENO [44 Min] through Keisei Skyliner 1
06:39   NARITA AIRPORT TERMINAL 2
Zaten Ueno bolgesinde kalis amacimiz da buydu. Trenden indikten sonra kosa kosa ucagin oldugu diger Terminal'e vardik ve hizlica ucaga dogru yoneldik.
7:25am GK103 Jetstar Japan / Airbus A320 / 1hr 25min / Tokyo (Narita International) Narita Airport Terminal 2 Domestic Area
8:50am GK103 Osaka / Kansai International Airport Domestic Terminal South Wing
Buradaki havalimanlarinda ufak bir farklilik var, Avrupa'da olmayan. Butun satis yapan bufe,restoran,hediyelik esya vb gibi butun dukkanlar, disarida satilan fiyatlarla ayni fiyata satiyorlar mamullerini. Bir de daha guzel bir ayrinti, iceri icecek sokmak serbest. Diyelim ki bir sise su var yaninizda, bunu alip bir cihaza yerlestirip, test ediyorlar,sonra suyunuz sizde. Litrelik) isterseniz 2 Litrelik. Ayrica bir havalimani kazigi yemeniz gerekmiyor, Avrupa'da adet oldugu uzere, siseyi cope at, gec X-Ray'den yeni sise alabilirsin. Bir sise su mu, cok ucuz 2.5-3Euro civari)))
Osaka ucagi bu sene icinde uygulamaya gecen ucuz ucak sirketlerinden birine ait.Guzel bir hava ve keyifli bir yolculuk sonrasi Osaka'dayiz. Osaka'da 5 gun kalacagiz, 4 gece konaklamamiz var. Yine ilk isimiz havalimanindaki Tourist Info'ya giderek, kendimize daha evvel uygun buldugumuz ulasim kartlarini almak istiyoruz. Sistem cok komplike, dersimize uzun ugraslar sonunda iyi calismis(tik)iz. Ama evdeki hesap carsiya uymuyor. Bizim buldugumuz ulasim kartlarinin bu sene icin gecerliligi yok. Haliyle 20 dakikadan fazla sure harcayarak (bizi sabirla dinleyen Turizm Info gorevlisi sayesinde) 3gunluk ve 2gunluk olmak uzere iki tane Kansai Thru Pass alarak, ulasim sorunumuzu cozuyoruz. Daha evvel de yazdigim gibi bu ulkede 'cok paraniz' varsa, istediginiz gibi tek tek bilet alabilirsiniz. Ama eger butceniz bizim gibi sinirliysa, cok iyi planlamaniz lazim alacaginiz toplu tasima kartlarini (turistler icin). Lokal yasayanlar icin ulasim icin indirim karti yok. Burada yasayanlar tek tek kart aliyorlar. Ama bir turist'in boyle birsey yapamayacagi asikar, cunku fiyatlar inanilmaz sisirme. O yuzden sadece pasaport gosterilerek alinabilen bir suru toplu tasima karti mevcut. Cogu toplu tasima karti sadece havalimaninda satiliyor ve genelde turistlere. Haliyle havalimaninda ilk is Tourist Info'ya ugrayip, guncel transport kartlarini ve nerede gectigini ogrenmek, acele etmeden, en az 30dakika harcayacak ve sabredecek sekilde, yoksa zararli cikmamak elde degil, tabii gelmeden mutlaka bu konuda iyi hazirlanmak lazim, hangi sehirlere gidilecek, sehirlerin nerelerinde konaklanacak, ilk tren/son tren vs.gibi. Biz pek sansli degildik, o kadar calistik gelmeden sonra hayal kirikligi oldu ama neyse, sonucta biraz daha fazla para verdik, daha az yer gezebildik ama gezdik)
Neyse Kansai Thru Pass'larimizi aldiktan sonra express trenle Osaka sehrine dogru yola cikiyoruz. Havalimani her ne kadar da Osaka'nin havalimani olarak gozukse de, esasinda Osaka'ya gayet uzak ama iyi bir bolge havalimani, heryere havalimanindan ulasmak mumkun (Kyoto, Nara, Osaka, Kobe vb).
Osaka'da ilk olarak daha evvel 4 gece kalmak icin rezerve ettigimiz otel'e gidiyoruz. Check-in saatleri herzaman ki gibi akla zarar oldugu icin, esyalarimizi resepsiyona birakip kendimizi sokaklara attik. Ilk olarak kosede inanilmaz guzel izgara et kokan ufak lokantaya ugrayip 5Euro'ya adam basi ogle menusu ile karnimizi doyuruyoruz. Buradan hedefimiz, Osaka'ya cok da uzak olmayan, meshur eti ve yakinlarda yasadigi buyuk depremle hatirlanabilecek Kobe sehrine dogru yola cikiyoruz. Bugun aldigimiz toplu tasima karti bu hatta da geciyor. Hava cok sicak, farkli bir sehir goruyoruz Kobe'de. Limani ve luks mahalleleri ile. Sehri gezmek icin sehrin icinde tur atan turist otobuslerinden birini seciyoruz, zamanimiz kisitli ve yorgun hissettigimiz icin. Iyi bir secim, bir de rehberimiz ingilizce anons yapsaydi keske. Asagidaki rotayi takip ederek turu tamamladi otobusumuz. Aklimizda olan Kobe beef etini denemek. Ilk is Tourist Info'ya giderek, halk tipi restoran ismi/yeri tarifi istemek. Ama cevap cok iyiydi, cok pahali oldugu icin biz de senede 1 yiyebiliyoruz, haliyle ucuz restoran yok. Biz israrla acaba ogle menusu olan restoran var midir derken, cevap gecikmiyor yine, saat cok gec ogle menusu icin. Kendimiz belki ucuz bir restoran buluruz diye yola cikiyoruz, restoranlarin hepsi istasyona yakin bir bolgeye toplanmis. Tesadufen buldugumuz bir restoranda muradimiza eriyoruz. Et harika, servis, etin gozunuzun onunde yapilisi de keza oyle. Artik birayla beslenen sigirlar mi yoksa onlara yapilan masaj mi yoksa butun bu efsanelerden harici baska bir yontem mi var bilmiyorum ama Hayatimda yedigim en iyi et. Fotograflar asagida.



Kobe beef'i yedikten sonra OSAKA (otelin) yolunu tutuyoruz.

DAY2 - 20130908 - SUNDAY - TOKYO

Sabah Capsule Hotel'den check-out yaptiktan sonra hizli bir kahvaltinin ardindan gune basliyoruz. Hemen her yerde fransiz esintisi pastane ve cafe gormek mumkun. Ruyalarimiza giren, sushi ile kahvalti hak getire. Herkes hamur isi yemekte kahvaltida:-) Bildigimiz Avrupali, dogma buyume sanki)

Ikinci gun saat farkina ve sicak ve nemli havaya alismak icin kendimizi yormadan ya da durarak  yuruyebilecegimiz daha evvelden planladigimiz rotayi takip ediyoruz. Rotamiz asagidaki gibi:

Ueno'da ilk olarak Ueno parkina gittik, burada bulunan Tokyo ulusal muzesi gorulmeye deger, ve hatta kacirilmamasi gerekir.
Muzeden ciktiktan sonra yurumeyerek ve metro kullanarak Tokyo'nun en eski tapimagina geldik. Tapinak etkileyici keza etrafindaki incik boncuk satan turist dukkanlari da Tokyo'da pek baska yerde karsilasamayacaginiz kadar cesit barindiriyor.
Ayrica bu bolgede bircok iyi restoran da bulunuyor ama restoran onunde sira beklemek gelenek gibi. Ozellikle iyi restoranlarin onundeki kuyruklar dikkat cekici.
Tapinak bolgesinden ciktiktan sonra yine metro kullanarak Akihabara'ya geldik.
Burasi eskinin elektronik meraklilari icin cenneti ama simdi sadece anime meraklisi gencler ve onlarin takildigi anime dukkanlari ve maid cafe'ler ve onlarin looser mudavimleri ile dolu.
Anime (cizgi roman) satan dukkanlara girdilk, burada ve disarida alisveris yapan her yastan insanlari da gorduk, sanki cizgi roman(film) karakterleri sokaklarda geziyor, sasirmamak elde degil. en ilginc olan sey, Akihabara'da  gezdikleri zaman uzerindeki takilar kostumler ve makyajlari. kesinlikle baska bir duzlemde boyutta yasiyorlar. Dukkanlarda her turlu elbise, peruk, taki, kostum vs var.Maid cafe'leri de baska bir dunya. Ilk olarak sokaklarda n



TOKYO TURU:

1 gün alisveris mekanlarina (Ginza, Aoyama – Omotesando – Harajuku, Akihabara),
1 gün JR Yananote Hatti’nin batisina (Tokyo’nun yeni yerlerine Sinjuku‘dan Sinagawa‘ya),
1 gün Tokyo’nun merkezi ve kuzeyine (Imparatorluk Sarayi, Sumidagawa, Ueno – Asakusa ve Tokyo Sky Tree),
1 gün Tokyo’nun merkezi ve batisina (Ikebukuro, Yotsuya, Iidabasi, 2. Dünya Savasi’ndan az hasarla yirtmis  semtler Nezu ve Yusima taraflarina),
1 gün dogusu veya güneyine (Deniz kenarindaki Odaiba, Siodome ve komsu kent Yokohama‘ya) gidebilirsiniz

Tokyo içinde olup da özel ilgi ve degerlendirme gerektiren yerlere de deginmek gerekli sanirim.

Sinjuku ve Sinjuku Gyoen Parki: Sinjuku daha önce üstün körü degindigim üzere janjanli afilli mafilli
 Sinjuku Gyoen Parki da fena degil ama daha güzel bir park bence sehrin diger yakasinda
 Ginza ile Hamamatsuço arasinda
 Hamarikyu Bahçesi
 Bir ufak park. Deniz ve kanallarla çevrilmis, dibinde dev gibi binalar
 Ama tam bir sakli bahçe görülmeye deger
 Aslinda vakti zamaninda shogunlar ördek avlasin diye dogala özdes bir biçimde yapilmis, 300 yillik çam agaçlari falan harika


Imparatorluk Sarayi ve Bahçeleri: Hakiki Imparatorluk Sarayi‘na giris yilin belirli bir dönemi hariç yasak, ama park-bahçe ve meydan yapisi olarak güzel
 Kanallari, kuslari, ördekleri, agaçlari ve saray çevresinde dört dönen, kosan, spor yapan, bisiklete binen insanlariyla park görünümlü canli bir yasam alani haliyle güzel bi yer
 Hemen dibinde Japonya’nin en büyük sirketlerinin genel merkezleri, bakanliklar, meclis, elçilikler ve daha nicesi.. Buranin Japonya‘nin kalbi oldugunu hissettiren sehir silüeti. Bir bakima eski Sultanahmet – Bab-i A’li gibi


Asakusa – Ueno ve Tokyo Sky Tree: Asakusa – Sensoji ayni yerde olan Tokyo’nun en önemli 3 tapinagindan biri
 Digerleri Meiji Jingu ve Zozoji
 Bence Meiji ve Zozoji daha güzel ama Sensoji daha ünlü.. Bir de ek olarak Kudansita‘da Yasukuni Tapinagi var ki, kamikaze‘ler için. Savasta ülkeleri için ölen Japonlara adanmis, aslinda ölenler ve defnedilenler arasinda savas suçlulari, bir çok milyon Çin’li, Kore‘li ve diger halklardan insanlari kesmis adamlar var
 Ilginç bi yer. Gayet militarist, gayet fasist


Neyse konumuz tapinaklar degil Ueno tarafi. Bu bölgede Ameyoko adinda bir açik pazar var. Her ne hikmetse bütün yabanci gezi rehberlerinde övgü üstüne övgü, methiye üstüne methiye almis. Açik yüreklilikle söylüyorum bir bok yok. Hatta resmen Ankara’daki eski Maltepe Pazari‘nin aynisi, sokaklarda kiyafet, yiyecek, incik boncuk, yiginla hisir nevale, ne ararsan var. Itiraf edelim bir Türk icin hiç yeni bir manzara degil. Çekici olmadigi da kesin, ama hediyelik zerzevat için iyi bir alternatif olabilir. Bence, buradaki dandik zimbirtilara bakmak yerine, buranin hemen dibindeki Ueno Parki ve içindeki Tokyo Ulusal Müzesi‘ni görmek daha iyice, yok ya ne iyisi, kesinlikle çok daha yerinde! Hatta hararetle tavsiye ederim
 Yaz günü serin serin, klimali klimali, oh mis! Rahat edersin


Bir de son imam eklememiz Tokyo Sky Tree var bu yakada. 800 metreyi asan yüksekligi ile mühendislik harikasi orasina bir sey diyemem. Ama o fiyata çikmam dogrusu. Havanin açik oldugu bir günde, nemin en düsük düzey oldugu kis aylarinin sabah saatlerinde güzel bir Kanto görüntüsü verecegine süphem yok. Yok da bu tür bir günü yakalamak da yilda 30 – 40 gün. Tamamen bahtiniz açik olsun diyorum Hüsna Yengecim, Hayrullah abicim.

Tsukiji Balik Hali: Tsukiji dünyanin en büyük balik hali
 Atraksiyon inanilmaz ama en inanilmazi baliklarin ya canli gemilerden hemen oracikta indirilip önünüze getirilmesi ya da soklayarak dondurulmus bir biçimde (misal Portekiz‘den 1 hafta önce tutulup) ulastirilmasi
 Burada bulunandan daha taze baligi ancak kendin tutarsan yersin
 Çok hareketli bir yer, mezat olur Pazar hariç her sabah 5-6 arasi, ama çok ayakbagi olan tirt turist kalabaligindan illallah demis isin erbabi. Iyisi mi vakitlice gidip, usul usul uzaktan uzaga izleyin olan biteni. Buraya sabah varip anlamayacaginiz mezati izlemek yerine, hal çevresinde daha guzel seyler yapabilirsiniz. Mesela, halin yanibasindaki ufak isletmelerde 1 saat kuyrukta bekler en taze baliktan mamul, en hakiki susileri, sasimileri tadabilirsiniz
 O bakimdan önemli, ama sabah 5`te orada olamam derseniz o da gayet normal
 Bir susi için degmez bu kadar eziyete, sehrin kalanina daginik susiciler de sonuçta sabah 6`da buradan alip, açiyorlar dükkanlarini
 Sabahki balik o gün içinde servis ediliyor en nihayetinde, elbette fark vardir ama, acemiye sorsan degismez tadi


Harajuku, Omotesando ve Aoyama: Harajuku ve Aoyama ayri dünyalar
 Harajuku’daki liselileri ve tiplerini görmek, absürd kiliklarina alismaya çalismak, hatta ne olur fotografimi çek bakislariyla yanip tutusan karakterlerle (5 – 6 sene önce yamambalar demistim, bak güncellemeye) tanismak inanilmaz deneyim
 Tuhaf bir ruh hali var buralarin. Alisveris ve gösteris histerisine kapilmis sayisiz ergen. Gün içinde hareketli, capcanli yerler
 Hava kararinca aksam 8’de in-cin top atan Takesita Sokagi ve sokagin yas ortalamasi 14 olan sakinleri.

Burayla taban tabana zit, hemen 500 metre ötede Omotesando ve Aoyama da muhakkak görülmeli. Harajuku ile cografi – fiziksel hiç bir sinir olmamasina ragmen, bu kadar kisa mesafede kesin çizgilerle ayrilmis bir baska moda akimi görmek dudak uçuklatici. Kisaca buralara gelmek lazim azizim
 Lafla peynir gemisi yürümüyor


Tüm bu karmasa içinde „Benim ne isim var burda“ çigligi atanlar da olabilir. Kendilerine en yakin kaçis noktasi olarak Yoyogi Parki ve Meiji Jingu Tapinagi’ni öneriyorum. JR Harajuku istasyonun hemen arkasi zaten.

Akihabara, Ginza, Korakuen, Roppongi: Akihabara, ya da daha bilinen adiyla Electric Town
 Bundan 5 yil öncesine kadar büyükçe bir alanda tamamen elektronikle ilgili nesriyatin satildigi, bir de üzerine akil almaz bir kalabaligin toplastigi bir semtti. En ucuz ve en genis kapsamli elektronik esyalar burada bulunurdu
 Uygun fiyatla kuru pil de, plazma tv de alinirdi
 Simdi ise anime karakterlerinden baska aman da aman bir seyin olmadigi, irili ufakli sayisiz maid cafeler ve buralarin acinacak durumdaki müsterileri disinda bir halti kalmamis bir kayip dünya. Cazibesi kalmadi


Burasi için geçerli olan geriye gitme, asil kisiliginden uzaklasma Ginza‘da daha beter göz önünde
 Eskiden Isetan, Matsuzakaya, Takasimaya, Gucci, DKNY vb. siralanmisken, simdilerde Uniqlo ve H&M buranin aga babasi. Bir zamanlar burasi Tokyo’nun Paris‘e inat önceleri uyduruktan yarattigi, sonralari hakikisini geçen Champs Ellysee’si idi
 Simdi bu Sanzelize (böyle yazinca da oluyor sana pavyon) Omotesando’ya tasinmis durumda. Ama yine de gece sehri kapladiginda, buradaki eglence kültürü apayri dünyalar yaratiyor. Çoklukla Japonlara, bol bol da parasi olanlara.

Son olarak da sehrin savas sirainda daha az zarar görmüs kesimlerine deginelim. Korakuen, Nezu ve yöresi Ueno Parki’nin diger yakasi aslinda. Eski Tokyo mahalleleleri
 O civarlar (Nezu, Nippori, Iidabasi, Korakuen falan) 2. Dünya Savasi`nda pek fazla zarar görmeden, göreceli olarak kurtulmus bir bölge. Tapinaklar, bahçeler, parklar ve evler (tabi yikilip bina olmadiysa) her sey eski ile daha uyumlu
 Bir de yenilik isteyenlere Tokyo Dome önerimiz var Suidobasi’de
 Yer kullaniminda son nokta oldugundan mimariye ilgi duyanlara önerilebilir.

Tüm bu yerler sakin gündüz gezmelerinden ibaretti. Biraz da hava karardiktan sonra olabileceklere bakalim. Yani clublari unuttum sanmayalim


Bence en iyi club Sibuya’daki „Womb“ olsa da, bütün yabancilar Roppongi‘ye takilir. Roppongi, Hub, Motown, Lexington Queen, Cafe Latino, GasPanic gibi deli kalabalik ve farkli alt kültürleri barindiran yapmacik bir eglence mahallesi, ama Japon görmek daha zor bu civarda
 Hemen dibinde Tokyo Tower var, Roppongi Hills var, Midtown var
 Hani turistik takilayim, alisveris yapayim diyenlere alternatif de yok degil

DAY1 - 20130907 - TOKYO

Saat farkindan dolayi Cuma bindigim ucak Cumartesi 10:30am Narita (NRT)'ya vardi.
Narita havalimanindan sehire gitmek icin farkli opsiyonlar ve bilet tarifeleri mevcut. Sehrin hangi tarafinda kalinacagna gore degisiyor. Biz sehiri dogu ve bati yakasi olarak, 2 farkli sekilde gezecek sekilde planladik. Dogu yakasi icin Ueno istasyonunun dibinde bir capsule'de kalacagimiz icin su opsiyonu kullandik. Asagidaki bileti havalimaninda alt kattaki tren biletleri satan giseden temin ettik.
Ilk karsilastigimiz sok, Japonya'da heryerde kredi karti gecmedigi idi. Ne kadar da finans dunyasinda etkli de olsalar, yillarin teknoloji onde gelenleri de olsalar, siz siz olun buralara nakit parasiz geleyim demeyin, kisaca Japonya'da nakit para bir ihtiyac. Japonya insani sasirtir diye okumustum, ama bu kadar teknolojide yillardir dunyanin 3-5 sene ilerisinde olan bir ulkede surekli nakit odeme zorunlulugunda olmak traji-komik.
Neyse tren bileti icin alt kata indim ama nakit para lazimmis, treni kacirdim parayi bozdururken, neyse sonunda islem bitti ve rahat bir nefes aldim. Havalimanlarindaki doviz bufelerinin turist yolmasina alismistim ama Japonya'da da olur mu demeyin, oluyor. Yakuza'nin ciktigi ulke malum

Japonya tren bileti:

Bu konuda kesinlikle asaagidaki sitelere goz atmadan yola cikmamakta fayda var.

www.jrpass.com/
www.japan-guide.com/e/e2019.html




Ulke icinde tren fiyatlari inanilmaz pahali ama diger yandan da heryere kolaylikla ulasmak mumkun trenle, turistlerin de bu imkandan faydalanmasi icin bircok indirimli seyahat karti mecut. Ama asil problem, sebebi bilinmez ama hemen her buyuk sehirde metro,tren,otobus hatlari baska baska sirketler tarafindan isletiliyor, yani bir metrodan baska bir metroya gecmek icin tekrar bir ucret odeyerek bilet almak gerekiyor.Haliyle satilan indrimli kartlar, tum hatlarda gecerli degil, sehirler cok buyuk, havalimanlari sehirlerden oldukca uzakta, bir de uzerine gunun ilk ve son tren ve metrolari kisitliyaci. Haliyle en ideal plan, otel yerlerini havalimanindan transferi saglayan tren ve metro istasyonlarina yakin secmek. Bunun icinde tren saatlerini kacta hareket edip vardigini gosteren asagidaki iki siteden birine bakmakta yarar var, tabii ki cep telefonunda interneti olanlar google'dan istedikleri gibi tren metro vs saatlerine istedikleri gibi ulasabilirler. Bu blog'da bizim kullandigimiz ulasim opsiyonlarini gorebilorsiniz.


HAVALIMANINA INILINCE ALINACAK BILET:

http://www.keisei.co.jp/keisei/tetudou/skyliner/us/value_ticket/pass.html

Roundtrip Skyliner Ticket + Two-day Tokyo Metro Pass: ¥4,880 (¥1,340 discount)
Available at:
Skyliner Ticket Counter located at Narita Airport Terminal 1 Station, Narita Airport Terminal 2 Station
The railway ticket counter located inside the Narita Airport Terminal Building
TimeTable: http://www.keisei.co.jp/keisei/tetudou/skyliner/us/ae_timetable/index.html

 Biz JR Ueno istasyonuna cok yakin olan capsule hokuo'da kaldik:
Sauna & Capsule Hotel Hokuo, just a 1-minute walk from JR Ueno Train Station
Sauna & Capsule Hotel Hokuo 
Address
Taito-ku Ueno 7-2-16, Taito Ward  Tokyo, 110-0005
Phone +81338458000
Email  hokuo@river.ocn.ne.jp
Travel info  Latitude 35.71309, Longitude 139.77762
(N 035° 42.785, E 139° 46.657)

Japonya'da konaklama kapsul, (hostel, hotel ve digerleri):
Kapsul hoteller, herhalde Japonya'daki ilginc konaklama sunan otelli. Bizim kaldigimiz kapsulden izlenimlerimiz soyle, genelleme yapmadan:
- dovmesi olanlar kesînlikle alinmiyor ya da butun dovmelerin bir sekilde kapatilmis olmasi gerekiyor, ama yine de bu bir garanti saglamiyor kapsulden atilmamak icin
- sadece erkeklerin kalabilecegi sekilde(bayan versiyonu da varmis)
- giriste ayakkabilar cikarilip dolaplara konuluyor
- ayakkabi dolabi anahtari resepsiyona teslim edildikten sonra check-in yapilarak soyunma odasindaki dolaba esyalar konuyor, tabii ki de bagajiniz sigarsa, sigmazsa bavul resepsiyona havale:-)
- yatakhane kiyafeti zorunlulugu gibi bir kiyafet uygulamasi var.
- kapsuller ile esya dolap numarasi ayni
- duslarda zorunlu bir ciplaklik uygulamasi varmis
-dis fircasimdan taraga her turlu banyo ekipmani mevcut
-apsuller gayet kucuk ama hem sarj icin priz, hem ufak bir tv hem de alarm var
- kapsul katini secerken sigara icilmeyen bir katta secilmesi lazim
- kapdul odasi gayet soguk, mikrop barindirmayacak kadar ama kapsul ici soguk degil
-kapsul otel check out saat 10:00da, check-in 16:00da. yani iki gece kaliyorsaniz da sabah check-out yapilacak ve esyalar resepsiyona verilecek,16:00dan sonra tekrar check-in yapilacak
- sabah 7den itibaren kapsuller bosaliyor, bizim tahminimiz kapsulu kullanan cogunluk son treni kaciran ya da arkadaslariyla kafa ceken sabah da ise giden tipler
- fiyatlar min 3000yen
 -hostel fiyati daha pahali

TOKYO'dqULASIM:

Tokyo da gunluk 730 yen limitsiz Tokunai pass

http://www.jreast.co.jp/e/pdf/pamph_ticket.pdf

ya da
Tokyo Free Kippu (1580 yen)
Unlimited use of all subway lines (Toei and Tokyo Metro) and JR trains in the central Tokyo area on one calendar day. It is also valid on buses and streetcars operated by Toei. The pass is overpriced and will unlikely provide any savings over regular tickets or prepaid cards.


Toei and Tokyo Metro One-Day Economy Pass (1000 yen)
Unlimited use of all subway lines (Toei and Tokyo Metro) on one calendar day. The pass only pays off if you use the subways excessively. The pass is not valid on JR trains.


Tokyo Metro Open Ticket (1-day: 600 or 710 yen; 2-day: 980 yen)
Unlimited use of the nine Tokyo Metro subway lines, but not the four Toei subway lines and JR trains. A regular one day pass costs 710 yen, while a tourist version is available for 600 yen (one day) and 980 yen (two consecutive days). The tourist version is only available to foreign tourists at Narita Airport andHaneda Airport.



Toei One-Day Economy Pass (700 yen)
Unlimited use of the four Toei subway lines, buses and streetcars on one calendar day. It is not valid on the nine Tokyo Metro subway lines and JR trains.



Tokunai Pass (730 yen)
Unlimited use of JR trains in the central Tokyo area on one calendar day.




Ilk gun capsul hotel'e esyalari biraktiktan sonra asaghidaki rotayi yaparak gecti:



Ueno partki cevresi de sehrin toplanma yerlerinden biri ve zaman zaman cok dolu olabiliyor. hava cok bunalticiydi ama Avrupa'daki cok soguk gecen yazdan sonra sikayetim yok:-)
Ueno crvresinde gorulecek yerler soyle:

Day10 - 12-09-2014 TASHKENT – FERGANA VALLEY - OSH



Elimi kaldırıyorum ilk arabaya Kuyluk Bazaar kaça gidersin diyorum. Memlekette herkes taksici olarak çalışıyor. Eğer arabanız varsa tek yapmanız gereken Metan gazı doldurup şehirde gezinip müşteri toplamak. Fiyatta anlaşırsanız yola devam, bir de eğer turistler de varsa, malum fiyat 5 katı. 
Ülkede her yerde chevrolet ve daewoo yeni arabalar görüyorsunuz. 2 ayrı fabrikada bir kaç model üretiyorlar. İşgücü çok ucuz olduğu için de fiyatları çok ucuz. Metan gazı da ucuz olunca çok ucuza seyahat ediyorsunuz hem de konforlu.
Kuyluk Bazaar, Andijan arabalarının kalktığı merkez. Yine Taxi ile 5-6 saat yol. Bugun hedefim Kirgizistan’in Osh sehrine gitmek ve yarin sabah ki THY ucagini yakalamak. THY’nin Tashkent ucaginda yer yoktu, Bishkek ve Osh ucaklarinda yer vardi. Bishkek’e gitmek 1 gun suruyor, Kazakistan uzerinden, cunku gumruk kapali yillardan beri. Acik olan tek kapi Osh. Ama o bile gunde 8-10 saat acik, gectin gectin, gecemedin, yarina. Gumruk kapilari 18:00-19:00’da kapandigi icin acele ediyorum. Malum Kirgizistan ve Ozbek sinirlari araba ve insane trafigine kapali, sadece diger pasaportu olanlar yuruyerek gecebiliyor. Andijan yakınlarımdaki sınır kapısı Dostluk, abdürd bir isim, 3-4 sene evvel Osh için birbirlerini öldüren sınır bölgesi.
Yarim saat musteri bekledikten sonra yola çıkıyoruz. 45000uzsom tam sınıra kadar götürecek şöför ama yolu bilmiyor klasik artık. Ama araba çok rahat yine Özbekistan yapımı chevrolet ama daha geniş.
Yol problemli Fergana Vadisi'sinin içinden geçiyor. Dere boyu sınır yine, onu takip ederek gidiyoruz. Tren yolu çalışması var. Andijan'a doğru. Eski sovyetlerde tren yolları sınıra göre değil topografya ve kısalığa göre imiş. Haliyle şimdi kurulan diktatörlükler aralarında anlaşamadıkları için bütün sınıra yakın olan demiryolları atıl kalmış ve kullanılmıyor. Aynı şekilde bütün yollar yeniden yapılıyor. Duble yol yapilacak bir iki seneye kadar ve bu yol cok hizla gidilecek ama şimdilik bayağı tehlikeli, kamyonlar ve onları tek dar şeritte sollayan sollayana. Yolda sürekli kontrol noktaları var. In aşağı pasaportu ver kayıt ol devam et. Sonunda Andijan’a vardik, benim elimdeki gps sagolsun. Ama yasli soforumuz beni sinira goturmeyi red edince, ben de 30000Uzsom verip baska bir taksi ile sinira devam ettim, 40km 23000Uzsom. Yolda bu sefer ki sofor cok keyifliydi, 2 karili, cok cocuklu, 3ncu esine hazirlanan namazinda niyazinda bir sofor. Cok eglendirdi beni, 5 vakit diye diye getirdi sinira. Sinir’da hic basima gelmemesi gereken bir olay geldi. Dostluk Sinir kapisi bombos, malum sadece yabancilar giris cikis yapiyor. Ozbek tarafi cok ama cok rahatti. Normalde giriste doldurdugum (Afgan sinirindan gelirken), deklarasyon kagidi yok, ariyorum heryeri bulamiyorum. Normalde cezasi agir, ama butun otel kayitlarim mevcut, buna ragmen tedirginim. Merak etme diyor gorevli, digeri de cantama bakmadan yolluyor. Allah Allah, ne oldu bu Ozbeklere diye dusunmeden edemedim J Kirgiz tarafinda zaten polis bile yok, ileride bir polis buldum, oyun oynuyordu, o damga vurdu ve girdim Kirgizistan’a.

Day9-11.09.2014 KHIVA TASHKENT



Bugun Khiva nin disinda bulunan tarihi kaleleleri geziyoruz, Brian’la beraber. Khiva cok eski bir yerlesim oldugu icin, Khiva’nin disinda islevini coktan yitirmis kaleler var 10 tane kadar, bize soylenen 3 tanesi gezilebilecek guzellikte ve ayakta kaldigi. Taksi ile 3 kaleyi gezmek icin 40$ veriyoruz sofore. Birinci kaleye varmak 2 saat suruyor Khiva 'dan. Ayazkale toprak kale ve Kizilkale. Ayazkale ve Kızılkale çok güzeldi, colun ortasinda kalmislar ama etraflari yesillik. Demek ki hizla collesiyor bolge. Kalelerin içi toprakla dolmuş ruzgarla. Ama yine de gecmis zamanin izleri cok belli. Uzun uzun yuruduk kaleden kaleye ve kale icinde, akabinde de ogleden sonra 16:40 uçağı için Urgenc’e geldim. Taxi Khiva 'dan 10$ tutuyor havalimanina kadar. 30-40 dakika sürüyor. Ne yazık ki yanlış seçim, uçak eski tip bir pervaneli illuşin. Zorlukla havalandı ve varış saati normalin iki katı. Neyse herşey bir tecrübe. Tedavülden kalkmadan bu uçakları da görmek varmış. Host da hostes de cok yardim etti, korkumu yenmeme. Keza önümdeki koltukta oturan 2 pilot da. Biz sürekli uçuyoruz, sıkma canını diyorlar. Rahatsız olduğumu anladılar, çay kahve ikramı sınırsız :-)
Aşağıda uçsuz bucaksız  Kyzylkum Çölü var. Neyse ki sorunsuz indik. Ilk kez yolculuk başından beri bir büyük şehir görüyorum. Taxi havalimanindan sehire 5000sum pazarlikla. 11 nolu otobüs de aynı yolu 10 dakika farkla yapıyor. Bu kadar gün Özbekistan 'da gezdikten sonra bu kadar büyük şehir görünce şaşırdım. Özbekistan genelde suyun olduğu yerlere kurulmuş kasabalardan oluşuyor benim gezdiğim yerlerde. 
Tashkent cok buyuk, sanki Ozbekistan’in tamami gibi geldi bana, o kadar buyuk. Geceleyin gezecek cok fazla yer olmayinca merkezdeki anitlar vs, sabah hareket etmek uzere otel aradim. Özbekistan'da gezeceğim en az önemli şehir Taşkent. Şehir özellikle Rusların geldiği dönemde ön plana çıkmaya başlamış. Hatta ismi bile günümüzde Rus aksanı ile söylenmekte. Özbekçede "Kand" ve "Kent" kelimeleri aynı anlama geliyor. Samarkand ve Kokand örneğinde olduğu gibi ilk heceler kalın ünlülerden oluşurlarsa sonuna gelen şehir ekininde bu buna uyum sağlaması gerekiyor. Ama bu kurala uymayan tek şehir Taşkent ve nedeni de zamanında Rusların telaffuzunun oturmuş olması.
Ülke Sovyet Devriminin ertesinde oluşturulmuş. Genel tarihine bakarsak ise Cengiz Han ertesinde bölük pörçük emirliklerden oluşan bu toprakları 14. yüzyılın ortalarında bizim Aksak Timur (Timur leng) adıyla bildiğimiz, Dünya tarihinin en önemli kişiliklerinden Emir Timur birleştiriyor. Semerkant şehrinin başkent olduğu o zamanın dünyasına yön verdiği dönemde Timurlu İmparatorluğu Asya kıtasının yarısını ele geçirmeyi başarıyor. Timur'un 15 yüzyıl başında ölmesi ertesinde bir asır kadar ardılları denetimi sağlamayı başarsa da ülke Emirlikler haline bölünüyor. 18. yüzyılda ise bölgede hakim olan üç önemli Emirlik var: Hiva, Buhara ve Kokand Emirlikleri. 19. yüzyılda Ruslar ve İngilizler arasında yaşanan güç savaşından Ruslar galip çıkıyor ve Taşkent o dönemde Rus valisinin yerleşmesiyle önem kazanıyor. Devrim ertesinde Kızıl ordu'nun bölgeye hâkim olmasıyla beraber 1920 yılında Buhara ve Hiva Enirlikleri de işgal ediliyor ve 1924 yılında Özbek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetine bağlanıyorlar. Ülkenin bağımsızlığını kazanması ise 1991 yılında Sovyetler Birliğinin çöküşü ertesinde gerçekleşiyor.
Türklerin burada bireysel iletişimleri çok iyi ama gene devlet olarak aramız limoni. Bu nedenden dolayı zaten vize konusu sıkıntılıymış. Burada çalışan Türkler bile her altı ayda bir vize almak zorundalarmış. Nedenini sorduğumda 90lı yıllarda aynı Azerbeycan'da Haydar Aliyev'e karşı gerçekleştirilen suikast girişimi gibi burada da başarısız hareketler yaşanmış. En son yaşanan ciddi sıkıntı ise şehirde bir binanın bombalanması ve arkasından yapılan araştırmada olayın arkasında ülkede faaliyet gösteren bir Türk cemaat okulunun iki öğretmeninin bulunması (inanmadim o ayri). Bu şahıslar Türkiye'ye kaçmışlar tüm ısrarlara rağmen iade edilmemişler (abartili bence). Ama gercekten de ezan sesi sifira yakin, ben hic duymadim, ya da camii’lerde ibadet hic gormedim. Ama ayak sesleri cok bariz, hangi taksiye binsem 5 vakit kiliyor musun diye sorgu sual ve maddi olarak yardimlasma vurgusu var. Win Win, her turlu dincilerin en eski taktigi malum.