Friday, 19 September 2014

Day9-11.09.2014 KHIVA TASHKENT



Bugun Khiva nin disinda bulunan tarihi kaleleleri geziyoruz, Brian’la beraber. Khiva cok eski bir yerlesim oldugu icin, Khiva’nin disinda islevini coktan yitirmis kaleler var 10 tane kadar, bize soylenen 3 tanesi gezilebilecek guzellikte ve ayakta kaldigi. Taksi ile 3 kaleyi gezmek icin 40$ veriyoruz sofore. Birinci kaleye varmak 2 saat suruyor Khiva 'dan. Ayazkale toprak kale ve Kizilkale. Ayazkale ve Kızılkale çok güzeldi, colun ortasinda kalmislar ama etraflari yesillik. Demek ki hizla collesiyor bolge. Kalelerin içi toprakla dolmuş ruzgarla. Ama yine de gecmis zamanin izleri cok belli. Uzun uzun yuruduk kaleden kaleye ve kale icinde, akabinde de ogleden sonra 16:40 uçağı için Urgenc’e geldim. Taxi Khiva 'dan 10$ tutuyor havalimanina kadar. 30-40 dakika sürüyor. Ne yazık ki yanlış seçim, uçak eski tip bir pervaneli illuşin. Zorlukla havalandı ve varış saati normalin iki katı. Neyse herşey bir tecrübe. Tedavülden kalkmadan bu uçakları da görmek varmış. Host da hostes de cok yardim etti, korkumu yenmeme. Keza önümdeki koltukta oturan 2 pilot da. Biz sürekli uçuyoruz, sıkma canını diyorlar. Rahatsız olduğumu anladılar, çay kahve ikramı sınırsız :-)
Aşağıda uçsuz bucaksız  Kyzylkum Çölü var. Neyse ki sorunsuz indik. Ilk kez yolculuk başından beri bir büyük şehir görüyorum. Taxi havalimanindan sehire 5000sum pazarlikla. 11 nolu otobüs de aynı yolu 10 dakika farkla yapıyor. Bu kadar gün Özbekistan 'da gezdikten sonra bu kadar büyük şehir görünce şaşırdım. Özbekistan genelde suyun olduğu yerlere kurulmuş kasabalardan oluşuyor benim gezdiğim yerlerde. 
Tashkent cok buyuk, sanki Ozbekistan’in tamami gibi geldi bana, o kadar buyuk. Geceleyin gezecek cok fazla yer olmayinca merkezdeki anitlar vs, sabah hareket etmek uzere otel aradim. Özbekistan'da gezeceğim en az önemli şehir Taşkent. Şehir özellikle Rusların geldiği dönemde ön plana çıkmaya başlamış. Hatta ismi bile günümüzde Rus aksanı ile söylenmekte. Özbekçede "Kand" ve "Kent" kelimeleri aynı anlama geliyor. Samarkand ve Kokand örneğinde olduğu gibi ilk heceler kalın ünlülerden oluşurlarsa sonuna gelen şehir ekininde bu buna uyum sağlaması gerekiyor. Ama bu kurala uymayan tek şehir Taşkent ve nedeni de zamanında Rusların telaffuzunun oturmuş olması.
Ülke Sovyet Devriminin ertesinde oluşturulmuş. Genel tarihine bakarsak ise Cengiz Han ertesinde bölük pörçük emirliklerden oluşan bu toprakları 14. yüzyılın ortalarında bizim Aksak Timur (Timur leng) adıyla bildiğimiz, Dünya tarihinin en önemli kişiliklerinden Emir Timur birleştiriyor. Semerkant şehrinin başkent olduğu o zamanın dünyasına yön verdiği dönemde Timurlu İmparatorluğu Asya kıtasının yarısını ele geçirmeyi başarıyor. Timur'un 15 yüzyıl başında ölmesi ertesinde bir asır kadar ardılları denetimi sağlamayı başarsa da ülke Emirlikler haline bölünüyor. 18. yüzyılda ise bölgede hakim olan üç önemli Emirlik var: Hiva, Buhara ve Kokand Emirlikleri. 19. yüzyılda Ruslar ve İngilizler arasında yaşanan güç savaşından Ruslar galip çıkıyor ve Taşkent o dönemde Rus valisinin yerleşmesiyle önem kazanıyor. Devrim ertesinde Kızıl ordu'nun bölgeye hâkim olmasıyla beraber 1920 yılında Buhara ve Hiva Enirlikleri de işgal ediliyor ve 1924 yılında Özbek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetine bağlanıyorlar. Ülkenin bağımsızlığını kazanması ise 1991 yılında Sovyetler Birliğinin çöküşü ertesinde gerçekleşiyor.
Türklerin burada bireysel iletişimleri çok iyi ama gene devlet olarak aramız limoni. Bu nedenden dolayı zaten vize konusu sıkıntılıymış. Burada çalışan Türkler bile her altı ayda bir vize almak zorundalarmış. Nedenini sorduğumda 90lı yıllarda aynı Azerbeycan'da Haydar Aliyev'e karşı gerçekleştirilen suikast girişimi gibi burada da başarısız hareketler yaşanmış. En son yaşanan ciddi sıkıntı ise şehirde bir binanın bombalanması ve arkasından yapılan araştırmada olayın arkasında ülkede faaliyet gösteren bir Türk cemaat okulunun iki öğretmeninin bulunması (inanmadim o ayri). Bu şahıslar Türkiye'ye kaçmışlar tüm ısrarlara rağmen iade edilmemişler (abartili bence). Ama gercekten de ezan sesi sifira yakin, ben hic duymadim, ya da camii’lerde ibadet hic gormedim. Ama ayak sesleri cok bariz, hangi taksiye binsem 5 vakit kiliyor musun diye sorgu sual ve maddi olarak yardimlasma vurgusu var. Win Win, her turlu dincilerin en eski taktigi malum.

No comments:

Post a Comment